Sedef Hastalığı

Sedef Hastalığı

SEDEF HASTALIĞI

-Sadece bir deri hastalığı olmaktan öte, tüm organizmayı ilgilendiren, kronik yangı ile seyreden,  yaşam kalitesini ileri derecede düşüren, genelde yaşam boyu devam eden sedef hastalığı en sık diz, dirsek, saçlı deri, el ve ayaklarda keskin sınırlı, kırmızı zeminde sedef rengi kepeklenme ile seyreden ,değişik büyüklükte lezyonlar ile karakterizedir. Hastaların hemen hepsi kaşıntı, yanma, batma ve ağrıdan şikayet ederler. Nadiren tüm deriye yayılıp, organizmanın genel metabolizmasını bozarak yaşamı tehdit edebilir.

Sedef hastalığının tanısı hastaların çoğunda deneyimli bir hekim tarafından klinik muayene ile konulabilir. Bazı atipik olgularda kesin tanı için fenomen ismi verilen özel tanı yöntemleri ve patolojik muayene gerekli olabilir.

Sedef hastalığı genellikle ailesinde sedef hastalığı olan ,yani genetik yatkınlığı olan kişilerde  görülmektedir. Bu şekilde belirli tipteki doku antijenlerini taşıyan kadın ve erkeklerde aynı oranda görülmekte, her yaşta başlayabilmekle birlikte daha çok 20-35 ve 50-60 yaşları arasında pik yapmaktadır.

-Genel olarak dünyada sıklığının %2 civarında olduğu kabul edilmektedir. Ülkemizde ise sedef hastalığının görülme sıklığı konusunda kapsamlı bir araştırma bulunmamakla birlikte ,sıklığının %1-1,5 civarında olduğu düşünülmektedir..

Sedef hastalığı derinin üst tabakasının kızarması, kalınlaşması ve sedef renginde kepeklenmesi ile kendisini gösterir. Bu lezyonlar nokta, damla şeklinde olabileceği gibi çok geniş plaklar şeklinde de olabilir. Genellikle lokalize olmakla birlikte bazen tüm deriye yayılabilir. Tırnakları etkileyerek şiddetli şekil bozukluklarına yol açabilir. Sedefli hastaların yaklaşık %20 sinde el ve ayak eklemlerini, diz, dirsek ve kalça eklemlerini, omurga kemiklerini etkileyebilen iltihaplı eklem romatizması gelişebilir. Sedef yalnız deriye sınırlı bir hastalık değildir. Orta ve şiddetli sedefli hastalarda komorbiditeler ortaya çıkabilir. Sedefli hastalarda iskemik kalp hastalığı, inme, şeker hastalığı, yüksek tansiyon, kolesterol metabolizması bozukluğunun sıklığı yüksektir.

Genetik yatkınlığı olan kişilerde araya giren bazı tetikleyici faktörler bağışıklık sisteminin normal giden dengesini bozar  ve bu sorunlu, yaşam boyu devam edecek olan hastalığa ait döküntüler ortaya çıkar. Tetikleyici faktörler fiziksel travmalar, enfeksiyonlar, ilaçlar, hormonal değişiklikler ve güneş olabilir. Bunların yanında ruhsal faktörler  ve stres hastalığın tetiklenmesinde çok önemlidir. Stres aynı zamanda hastalığın seyrini ve uygulanan tedavinin sonucunu da direkt olarak etkilemektedir. Bunların yanında sedef hastalığının seyrini etkileyen çok önemli iki faktör abdominal obesite, sigaradır. Yapılan çalışmalar obesler ve sigara içenlerde sedefin daha sık görüldüğünü ve daha şiddetli seyrettiğini ortaya koymuştur.

-Sedef kesinlikle bulaşıcı bir hastalık değildir.

-Sedefli hastalarda yaşam kalitesi önemli derecede bozulmaktadır. Yapılan çalışmalar hastaların günlük aktivitelerinde azalma, uyuma alışkanlıklarında değişiklik, spor aktivitelerine katılamama, utangaçlık, çaresizlik, sinir bozuklukları, emosyonel değişiklikler, öz güven azalması ve kendini çekici bulmama gibi fiziksel ve ruhsal sorunların ön plana çıktığını göstermektedir.

Sedef hastaları gündelik ve iş yaşamlarında çevrelerindeki insanlar ve hatta aileleri tarafından dışlanabilmekte ve DAMGALANMA sorunu da yaşamaktadırlar.

Bu sorunları aşabilmek ve kaliteli bir yaşam sürebilmek için sedef hastalarına öneriler:

-Düzenli olarak egzersiz yapın

-Sağlıklı, uygun beslenme tarzı seçin

-Sigara ve alkolden kaçın

-İdeal vücut ağırlığınızı koruyun

-Hastalığınızı alevlendirebilecek ilaçlardan kaçının

-Enfeksiyonlardan korunun

-Stresinizi tetikleyen faktörleri keşfedin ve kaçın

-Kendinizi izole etmeyin, duygularınızı paylaşın

-Hastalığınız hakkında konuşmaktan kaçmayın

-Hastalığın sizi yönetmesine izin vermeyin, siz hastalığınızı yönetin

-Yakınlarınızdan yardım ve destek alın

-Sosyal medyadaki yanıltıcı bilgilere inanmayın

-Dermatoloğunuz ile hastalığınızı ve tedavi seçeneklerini konuşun

-Uygun tedavi seçeneğini uygulamaktan çekinmeyin

-Günümüzde sedef hastalığını tamamen ortadan kaldıran bir tedavi yöntemi olmamakla beraber, son yıllarda hastalık ile ilgili bilgilerimizin artması, yeni ve daha etkili tedavi seçeneklerinin kullanılmaya başlanılması ile hastalık daha etkili bir şekilde tedavi edilebilmekte, kontrol altına alınabilmekte ve uzun süreli iyilik dönemleri sağlanabilmektedir. Tedavi belirti ve semptomları yok etmeye veya minimuma indirmeye yöneliktir. Tedavide amaç en az yan etki ile en iyi sonucu almak  ve iyilik halini uzun süre devam ettirmektir. Hastalığın her hastaya uyan standart bir tedavi şekli yoktur. Bu nedenle sedef hastalığında ‘Bireye göre özelleştirilmiş tedavi’ den söz edilmektedir. Sedef hastalığının tedavisinde hekim hastanın yaşı, cinsiyeti, hastalığın yaygınlığı, eşlik eden hastalıklar, hastanın psiko sosyal durumu, beklentileri ve tedavinin maliyetini de hesaplayarak tedaviyi düzenlemelidir.

Hafif ve sınırlı lezyonları olan hastalarda yan etkilerinin sınırlılığı ve uygulama kolaylığı nedeniyle başlıca kortizon ve D vitamini içeren topikal tedavi yöntemleri ve fototerapi tercih edilmektedir.

Orta ve şiddetli olgularda ise ortaya çıkan yangıya bağlı olarak sistemik belirtiler nedeniyle öncelikle bağışıklık sistemini genel olarak dengeleyerek hastalığı kontrol altına alan sistemik ilaçlar kullanılır. Bu ilaçları kullanamayan veya bu ilaçların yetersiz kaldığı hastalarda ise hastalığın oluş mekanizmasına yönelen ve bu mekanizmayı spesifik olarak baskılayan Biyolojik ilaçlar kullanılarak hastalık tüm yönleri ile etkili olarak kontrol altına alınabilmektedir. Biyolojik tedaviler sedef hastaları için devrim yaratmış ve hastalığı kontrol etme ve yaşam kalitesini yükseltmede büyük aşamaya yol açmıştır.

-Toplumun bilgilendirilmesi, farkındalık yaratılması çok önemli. Bu bakımdan hekimlere, sanayiye ,basına ve otoriteye çok önemli görevler düşüyor. Bulaşıcı olmadığını vurgulamak, toplumu bilgilendirmek, hastanın yakın çevresi ile gerekirse görüşmek ve psikolojik destek çok önemli.

Hastanın hak ettiği doğru tedaviye zamanında ulaşması mutlu, sağlıklı yaşama ulaşmasına, iş verimliliğinin artmasına yardımcı olur. Evlilik yaşamı düzelir. Hasta ile iyi iletişim kurmak,  zaman ayırmak, tedavi için doğru karalar vermek çok önemli. Bu nedenle Dermatologlara çok iş düşüyor.

Sedef hastalığı kader değildir. Yaşam boyu devam etmesine rağmen, zamanında başlanan etkili ve uygun tedavi ile kontrol altına alınır.